7 Ağustos 2015 Cuma

Huzur


Arayıp ta bulamadığımız duygu, huzur. Huzur neydi, neredeydi?  Bazen çekip gitmek isteriz. Sanırsın ki huzur bulunduğun yerden kaçınca bizimle olacak. Oysa nereye gidersek gidelim huzur zaten içimizde değil mi?
Biz büyüdükçe huzur bizden kaçmış mıydı yoksa huzur bize hiç uğramamış mıydı? Eğer kaçtıysa biz neden peşinden gitmedik yok bize hiç uğramadıysa neden bilmediğimiz, tatmadığımız bir duyguyu arzular olduk.
Huzur içimizde saklıysa bunu çıkarmak bizim elimizde. O zaman huzur tevekkülde saklıdır değil mi?
O zaman huzurumuza mani olan tek şey sabır bilmememiz veya Yaradana olan tevekkülümüzde bir eksiklik var. O zaman tevekkülümüzü sağlamanın yollarını bulmalıyız.
Tevekkül Allah’a güvenmek ve teslim olmak ise biz önce kendimize güvenmeliyiz. Bu da anca kendimizi tanımamız ile mümkün. Kendini tanımayan bir insan Allah’ı nasıl tanıyabilsin, görebilsin. Kişi kendini tanıyıp öğrendikten sonra içinde ki kutsal nefesi fark edecek ve kendini O’na bırakacaktır.
Huzur; hayattır. Nefes almak, görmek, dokunmak, duymak, koklamak hatta hissetmektir.
Mustafa KILIÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder